Mehmet CABAR Kimdir?
Beni tanırken klasik tanışma cümlelerin dışına çıktığımı göreceksin. Nerede doğduğum, ne okuduğum, yaşım gibi klişe şeylerden ziyade senle ben arasındaki ortak olabilecek bir şeyler bulacaksın. Yine de eski Mehmet’i okumak istersen, en alta gidebilirsin.
Öyleyse;
Hayatımın ve düşüncelerimin detaylarını bilen insanlar, yıl 2022 de benim 14 yaşında bir çocuk olduğumu bilir. Fiziksel yaşımdan ziyade hayata başladığım 2008 yılını doğum yılım olarak alırım. O yüzdendir ki, onu-şunu-bunu yapmak isterim gibi birçok isteğim duyulur cümlelerimde. Yani yapacak çok şey var, monoton geçmeyecek gibi hayat :)
Hafif kendini beğenmiş insanları severim. Bunun özgüvenli ve ne istediğini, neye hayır diyeceğini bilen insanlar olduğunu düşünürüm. Birazda insanın kendi için bencil olması gerektiğini düşünürüm. Ben biraz öyleyim galiba. Garantici olmayı da severim mesela. Tam anlamıyla karşımdakine inanmam zaman alır, ama o ışığı alamazsam bolca şüpheci kimliğim ortaya çıkar. Gizemli biriyim mesela, bana göre çoğu insan sığ… derinlikleri var insanın. Boşa Akrep değiliz hani (Akrep’i överler ya)
Yaşanmışlık içeren mekanları severim. Kullanılmış ve bir kişi için anlamı olan özel eşyaları severim. Sanırım hayatımda bu açıdan zirveyi oynayan masumiyet müzesi olacak: Füsun’a ait parçalar. Yaşanmışlıkların insandaki en büyük yanı ise yüzü. yaşadığımız onca duygunun yansıması yüzde. O yüzden insan yüzüne derinlemesine bakmak, incelemek en sevdiğim eylem. acaba neler yaşadı bu yüz… Sanırım mimiklere karşı merakım da buradan başladı. Jestlere çok takılmam ama yüz, yalan söylemez… :)
Keşke demeyi sevmem. Hayatımda aldığım büyük kararlarda bu kelimeyi hiç kullanmam, kullanırsam ömrümün sonuna kadar acı çekeceğimi biliyorum.
Beklemeyi ve bekletmeyi asla sevmem. Dakiğimdir. İster iş olsun ister özel hayat fark etmez. Saat kaç dediysek ordayımdır, karşımdaki de orada olmalıdır. Gelmezse, çok canım sıkılır.:)
Ufka dalmayı, uzaklara bakmayı severim. Mesela terk edilmiş yada insanın neredeyse az olduğu yerlerde uzunca sohbetler etmeyi severim. Grupça iyi değilim, birebir üstün gelirim. Bir şehrin parıldayan ışıltısını gece saatlerinde bir zirveden izlemeyi severim. Uçsuz bucaksız mavilikleri bir ağaç gölgesinde izlemeyi severim.
Araya şunları da sıkıştırayım
- Kararsız insanları sevmem. iyi yada kötü, o an ver kararını geç. Bekleme yapma.
- Yere çöp atanlara kıl olurum.
- Erkek ayağına takılıp hayvansal yaşam sürenlere deli olurum.
- Sigara içen ve içmeyenlerin yanına gelip nefes alıp verenlerin üzerine kusasım gelir.
- Erkeğin orospusundan ve dili uzun olanından tiksinirim.
Kırmızı, kirli beyaz ve siyah çarşafları severim. Gün sonunda yorgunluğu attığımız bir yerde insanın kendisini çok iyi hissetmesi gerekiyor.
Eski Roma hayatı çok hoşuma gidiyor. Kıyafetleri, yaşam tarzları, sanata olan ilgileri, gladyatörleri beni çok etkilemişti. Severim. Spartacus dizisine bayılmıştım, Roma’yı anlatan diğer Netflix dizileri de hoşuma gider.
Buggs Bunny‘i severim. Çizgi film olanı değil.
Çorapları severim. İnsanı mutlu eden devasa basit bir endüstri.
Renk olarak kırmızı ve siyahın en uç koyu tonlarını seviyorum. Açık tonlardan da belki kahverengi.
Burger King mi Mc Donalds mı derseniz, eze eze Burger King derim^^
Çorbalardan mercimek hastasıyım. Koyu yapılan tavuk suyuna bol acı ve limon atarsak, ona da hayır demem. Sabah erkenden kalkıp çorbacıda çorba içmek gibisi yoktur.
Doğal ay ışığı ile aydınlanan karanlık ortamları severim. Bunu anca şehrin dış taraflarında yaşayabiliyorsunuz çünkü şehir içi komple yapay bir hayat içeriyor.
Elektro gitar sesisne bayılıyorum. Şöyle bir gün amatör birinden canlı dinlerim umarım.
Starbucks’ta yumuşak içim Mocha dışına çıkmam. Bildiğinden şaşmayacaksın.
Minimal şeyleri severim. Hacimli devasa gösterilen ama içi boş olay şeyler hoşuma gitmez. Mesela salatanın minimal olanı güzeldir, telefonun PRO’su değil, küçük olanı iyidir gibi.
Sanırım beni tanımlayacak bir çok bilgi vermiş oldum. Dahası da var ama buraya yazıp kendimi tüketmek istemem. İnsanın bazen anlatacak, kendinde saklı bir şeyleri olması gerekiyor. Hayatta kimi insanlar iletişimi rahatça kurup çevresi çok olan kesimdedir. Kimisi ise tam tersi. Ben hangisiyim diye kendime sorduğumda, beni anlayacak, benim onu anlamamı isteyecek insanlarla bağımın olması yeterli derim. Az konuşup, çokça aklımı yormak isterim…
Belki senle.
*************************** 2009-2021 arası hakkımda yazısı ***************************
Annelerin ninnilerinden
spikerin okuduğu habere kadar,
yürekte, kitapta ve sokakta yenebilmek yalanı,
anlamak, sevgilim, o, bir müthiş bahtiyarlık,
anlamak gideni ve gelmekte olanı. (Beş Satırla / Nazım Hikmet)
Merhaba güzel insan,
Ben Mehmet CABAR. Kendime göre sıradan bir kişiyim ama size göre farklı biri olabilirim. Doğduğum zaman beni biraz üşütmüşler galiba, bu yüzden soğuğu hiç sevmem. Ama cana yakınımdır. Kişiye özel bir Mehmet var bende. Açıkçası beni tanımak istersen, biraz farklı bakman gerek bana.
Şu yanda gördüğünüz, pek karizma dışı duran kişi benim. O resimde, yüksekte hızla seyahat etmekteydim ve rüzgarın güzelliğini hissettiğim nadir anlardan biriydi. Belki acaba nasıl biri diye düşünebilirsiniz benim hakkımda. Okumak için kitap okumam ama okumaya başlayınca 2-3 kitap bitirebilirim. Hatta okumakta olduğum Masumiyet Müzesi kitabını 5 aydır halen bitiremedim. Belki mesaj atarak bitirip bitiremediğimi sorabilirsiniz. Ayrıca size bir sır vereyim mi: ben kitapları sesli okurum. Gösteriş meraklısı değilim ama görselliğe müthiş önem veririm. Gözümün doyması kafidir hayatta. Mükemmeliyetçi yapımı da kaybetmeye çalışıyorum.
Manisa doğumluyum. Akrep burcu olduğumu biliyorum ve dünyaya bir daha gelsem, akrep olarak gelmeyi isterim. Tabi akrepliğimi daha önceleri yaşamak isterdim. Deniz kokan bir şehirde doğmak nasip olmadı bana. Pek çok şansı bu yüzden kaçırdığımı düşünürüm. Aramızda kalsın, öyle zaten. Çok yaramaz değildim ama sevmediğim pek çok davranışım vardı. Basit bir çocukluk geçirdim ancak kafamın yarılmasını engelleyemedim^_^
Lise yıllarına kadar ki yaşantım da unutamadığım 4 olay oldu. Birincisi beden eğitimi hocamın kızın elini tutmadığım için beni kulağımdan çekmesi, ikincisi hocamın günah keçisi olarak beni seçip elime hızla çıta vurması, üçüncüsü bisiklet ile 39,7 derece yokuşta inerken frenlerimin kopması sonucu düşündüğüm geçmişim ve son olarak bir kızın gelip bana tokat atması. Ama hata bende değil. Kıza yanlış bilgi vermişler. :)
Lisede son sınıfı hiç unutamıyorum. Okulumu değiştirip Manisa’nın önde gelen okuluna geçiş yaptım ve burada değişik bir yaşam geçirdim. Mesela “Sen bayağı kilo almışsın” lafını burada öğrendim.:) Aslında akrepliğimi burada keşfettim. Çok şey de duydum burada, çok…
Üniversite. Denizli dediler, bölümün adını ilk defa duymuştum. Anlayacağınız balıklama daldım hayata. Dile kolay 5 sene. Postmodern bir darbe yapıp şu anki halime kadar şekillenerek geldim. Şu an Pamukkale Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü‘nden mezunum. Mahalledeki “onun oğlu bu, bunun oğlu şu olmuş” diye çene çalan teyzelere, ben mühendis oldum artık demek için 5 sene okudum işte. Harbiden yaptım bunu. Gittim, gelene geçene anlattım.
Sonra askerlik dediler. İşe girmeden git dediler. Gittim. Tekirdağ’da 6 ay misafir edelim seni dediler hay hay dedim. Ancak Türkiye’nin en son sürgün yerine gittiğimi bilmiyordum, onu geçtim de, Türkiye’nin en soğuk yerine gitmişim haberim yok. Tekirdağ’ın Saray ilçesine. Dondum. Üşümeyi sevmeyen birine çok zor geldi orası. Aşırı dondum. Gece 3’de eksi derecede nöbet tuttuk. Uyumadık. Bir sürü denetleme geçirdik. Ezmeye çalıştılar. Direndim. Göze battım ama çok şükür Rabbim yardımcı oldu ve kimse bana birşey yapamadı. Hakkımı yedirtmedim, başkasınınkini de yedirtmemeye çalıştım.
*** SON ***
Aslında bu yazının devamı vardı ama silindi. Belki bir gün hak ettiğim zaman yeniden doldururum.
Bir SELAM yazmak, ne güzel şeyler gebedir.
güzel
Selam,selam, selam.Yazınızı yazdığınız o günden bu güne neler değişti acaba hayatınızda😊Değişmeyen tek şey “akrep”liktir🤣🤣yazının devamını bekliyoruz.Çok keyifliydi anlatım,zevkle okudum.
Aynen
devami az sonra ama merakla
Meraklandırıyorsun ama^^
Gerçekten kursakta bıraktın n güzel anlatıyordun niye bitirdin
Dinlemek isteyene anlatırım
Okumak istedim devamını ama çabucak bitti..
Okumanın elbet başka yolları vardır. Bir selam herşeye kapı.
Öyleyse selam olsun (:
Selam olsun sana da ☺️
Gülümsettin:)
Aaa keyifle okuyordum tadı damakta kaldı. Merak ettim devamını :) Güzellikler hep seninle olsun güzel insan…
Elbet olur hepsi. Elbet bir selamın gücüne inanırız^^
Teşekkür ederim iyi dileklerin için
seni sevdim20 yasim var kizim askim
Tebrikler
masumiyet müzesi bitmiş midir:)
Elbette, tadı güzeldi:)
SELAM… :)
Selam:)
cevap gelmez diye düşünüyordum :)
Bak cevap geldi, güzel şeyler karşılık bulur hep:)
Hep merak etmişimdir. Bu tarz kişisel bilgilere sahip olup bilgi aktaranlar gerçekten mutlu mu diye?Gerçekten mutluluk konusunda öğreten mi ? Öğrenen misiniz?
İnsan öğrenen bir yapıda. Bu tür soruları bana soran çok azdır ve şunu sana söyleyeyim: ben tüm yazılarımı kendim için yaparım. Her ne yaparsan yap senin dışında gelişen olayları engelleyemiyorsun ve sonsuz mutluluk yok. Sadece mutluluk anlayışı ile hayatını güzelleştirme var:)
Bu yazıları sadece kendiniz için yazmadığınız ortada. Kitlesel bir ortamda herkese açık yazılarınız.. demek ki yol gösterici görevinide üstlenmişsiniz:)
Birde merak ettim. Masumiyet müzesine gittinizmi? Ben bu kitabı okuduktan sonra çok gitmek istemişdim ama kadınsan bu iş sadece istemekle olmuyor. Hayal ediyorsun ve nadiren gerçekleştirebiliyorsun yularının ayarına bağlı olarak…
Müzenin önünden geçtim, sokağından. İçeri girmek bana kısmet olmadı ama öyle içeri girme isteğimde yok pek. Kitaptaki anlatımlarla hayal ettiğim şeyler bana yetiyor. Sende bir kadın olmanın sıkıntılarından elbet kurtulur ve görürsün bir gün
Hayal ettiğiniz şeyleri gerçekleştiremedikten sonra ne kazandırırki kısa mutluluktan başka hayatınızda.. Mesala kitaptaki aşkın kanıtlarını görmek beni çok daha mutlu ederdi
Açıkçası müze içerisindeki birkaç detayı görmek isterdim. Mesela Kemal’in tuttuğu kaşığı yada Füsun’un elbisesini. Açıkçası yazarın insanı bu kadar görme isteği oluşturan tasvirlerine başka kimler kapıldı ki, merak ediyorum :)
Enigma nedir diye araştırırken buralara geldim güzel yazmışsınız sıkıcı hayat hikaye tasvirlerinden uzak )) sevdim ben sizi…
Sıkılmadan gittiyseniz, ne güzel :) Siz beni sevmişsiniz ama bir de ben sizi tanıyayım ^^
Taniyabilirsiniz tabi ) canınız çok sıkılmak istiyorsa ne diyim))
Bak şimdi ne yapacağım:)
paü mezunu olduğunu koyu tonda vurgulaman bir paü mezunu olarak beni gülümsetti :) samimi bir yazı olmuş devamını bekliyorum herkes gibi :)
PAÜ.. Beni ortaya çıkaran yerlerden birisi :) Yazının devamını ne zaman yazarım bilmiyorum ama duymak isteyene, bilmek isteyene; paylaşmayı severim :)
Ardından ne gelecek ,nasıl bitecek diye merakla beklenen bir giriş oldu.umarım devamını dinlemek yada okuma şansımız olur
Umarım.
Merhaba, sizi bu gün tanımama rağmen, beni büyülediniz..
Estağfirullah, yazılanlar içinizdeki noktalara değinmiştir sadece :)
Selam
Selamlar
Çok sade, duru bir dille anlatmışsınız. Insanın ruhunu okşayan bir yazı olmuş. Rabbim gönlünüzün güzelliğinde bir ömür nasip etsin efendim.
edecek mi dersin
Selamlar konularla biraz kelalaka olucak ama endustri muhendisi oldugunu okuyun ca acaba dedim.canim sikkin bir halde ve gelecek kaygimin had safhada oldugu bir donem de internette dolasirken denk geldin karsima yaptigim is dolayisiyla sikkin olan bir canim var bir okadarda dirayetli durmak zorunda oldugum evin reisligi yuklu omuzlarim da .
Normalde perakende sektorunde 12 yil harcamis bulnmaktayim evliyim esimde magazaci idi cocugumuz dogana kadar su anda ev hanimi evladimizi buyutuyor.O surectede de hamilelik doneminde diyim babamin 40 yildir yapmis oldugu meslek vidacilik ta yeni bir is dogdu ve benimle paylasti banada kendi isimi yapmak mantikli gelmisti,artik monotonluktan cildiriyordum cunki magazacilikta mdr. yard.pozisyonundaydim biraktigimda neyse abi turkiyede yapilmiyan bir mobilya baglanti elemani urettik ithal gelen bir urun bu lakin ceneabet jenerasyon diye adlandiriyorum ben bizim jenerasyonu yas 31 bu arada doviz dalgalanmasi yemye basladik e hammade yurt disindan geliyor iceride ureten yok zaten sermayemiz yok kadar azdi etlenip butlanicakken boyle bir ekonomik olayla karsilastik.Baba anne emekli sukurler olsunda bendeki gelecek kaygisi buradan basliyor malum istanbul sartlari Biz bu mali urettik yaptik fakat o kadar cok gider varki ay sonu elime bin binbesyuz para geciuor gecmiyor.Hakikaten artik tayyip dinlemekten cok sikildim.Bugun imkanim olsa ki benm gibi vatanina milletine bagli bir vatandas hic dusunmeden yurt disina yerlesip refah seviyemi yukariya tasiyip 6 ayda da ingilizceyi tamamen ogrenir kzimin gelecegi icin orada yasamak isterim,haykirisim kucuk esnafiz ulkeye bi kirinti da olsa belki bi doviz sokabilicez fakat vergiler vs. O kadar cok daraltiyorki bizi imalatimi durdurmak uzereyim boyle degerli bir is yapiyorum ve sistem beni gelisemeden icerisinde ogutuyor sessizce elimden gelen herseyi yaptim ayakta kalmak icin fakat umudumu hergecengun kaybetmekteyim,muhtemelen yine tezgahtarliga asgari ucretten devam edicez bu gidis ile snada boyle geldim idare et paylasmam gerekiyordu aylardir icime ata ata kusura bakma
Olumsuzluklar bazen üst üste gelebiliyor. Ne yazık ki bizden kaynaklı olmayan olaylara bağlı yaşamımız şekilleniyor. Size canınızı sıkmayın diyemem, çünkü durum biraz aleyhinize. Yine de çaba sarf ettiğinize inancım yüksek ve bunun mükafatı olur.
Siz, biz, sıkıntı da olanlar; gayret etsin. Kader, gayrete aşıktır.
Benim gibi sevdiği kitaba ” Tadı güzeldi ” diyen varmış. Ayrıca yazınız ve dahi yorumlarınız samimi ve güzeldi ,sevdim…
web sitenizi beğeniyle takip ediyorum başarılarınızın devamını dilerim.
sağol kuşummmm