Kütüphanemin ve kitaplarımın en iyi 5 giriş cümlesi
Beni ben yapan, okuduğum kitaplardır. Beni bozan da, beni adam eden de, beni çokça seviyeleştiren de, beni güzelleştiren de, özelleştiren de hep kitaplardır. Kitap kurdu değilim, çokça kitap okumam ama okuduğum her kitap bende birşeyler bırakır. Tüketmek için değil, üretmek için okuyorum. Hem okurken tat almak; hem de sonrasında dünyaya birşey katmak için. Bu yüzden kitaplarımı özenle seçerim.
Uzun zamandır yazmak istediğim bir konuydu bu. Beni en çok etkileyen kitapların en iyi giriş cümlelerinden birkaç tanesini sizlere aktarmak istiyorum. Kitabın ilk giriş cümlesi; kitabın şevkle okunmasını sağlayan bir şeydir. Yada satmasını sağlayan. Bazen ilk giriş cümlesi, o kadar güzel ve etkili olur ki; içinde kitap okuma aşkı belirir. Ama ben onları değil; kitabı bitirdikten sonra, “İşte bu giriş cümlesi, akla kazınmalı ki; bu kitap okunmalı” diyeceğim giriş cümlelerini yazacağım.
1. Hayatımın en mutlu anıymış, bilmiyordum.
Orhan Pamuk‘un Masumiyet Müzesi kitabının giriş cümlesidir ve okuduğum, halen bitirmediğim bir kitabın mükemmel giriş cümlesi. Kitabın ilk giriş paragrafı, insanda derin tutkular ve kitabın içindeki aşk tanımlarının nasıl mükemmel olduğunu anlatacak cinsten. Orhan Pamuk’un aşkı ve sevgiyi anlatan o güzel sözcükleri, öyle güzel bir araya gelmiş ki; okunması gereken kitaplar arasında yer alması gerekiyor.
2. Her kitap akılda kalmak, yeryüzünde bir iz bırakmak arzusuyla yazılır. Bu hariç. Bu kitap okunur okunmaz unutulmak için yazıldı. Suya yazılır gibi…
Kitabın sizde bıraktığı -yada bırakmadığı diyelim, soyut düşünceler ile kitabın size vermek istediği şey; kesinlikle birbirini gerçekleştirmiş. Elif Şafak hayranı bir kişiyim, hatta Elif Şafak üzerine tüm kitaplarının ortak yanlarını çıkarıp tezler bile oluşturmuşumdur ancak Siyah Süt kitabı, bana kesinlikle bambaşka şeylerin peşine düşmemi sağladı. Kitap size o kadar çok bilgi veriyor ki, anlatamam. Belki de bu yüzden unutturan kitaptır. Ama bir kişinin kendini tanıması üzerine yazılan mükemmel kitaplardan birisi olduğunu delice savunarak söyleyebilirim.
3. Bir hakim dedi ki: Yazıda bir kargayla bir leyleğin beraber uçtuğunu, beraber yemlendiğini gördüm. Şaşırdım kaldım; derken aralarındaki birlik nedir, onu bulayım diye hallerine dikkat ettim. Şaşkın bir halde yaklaştım. Baktım, gördüm ki ikisi de topaldı.
Elif Şafak’ın Araf adlı kitabının giriş cümlesi ve Mevlana’nın Mesnevi’sinden alınan bir alıntı ile başlıyor. Bir kuşun, kendi cinsinden olmayan bir kuşla uçmasının sebebi sizce nedir? Bunu cevaplamak yerine, birbirinin artılarına ihtiyacı olan iki farklı kişinin bir yaşaması ve sonrasında son bulan acıklı hikayeyi okumanızı isterim. Araf, arada kalmışların acılarını çok iyi anlatıyor. Dindar bir alkollü ile saçına kaşık takan bir Batılı’nın hikayesini okuyacaksınız.
4. On sekizinci yüzyılda Fransa’da, dahi ve iğrenç kişiler yönünden hiç de yoksul olmayan bu dönemin en dahi ve en iğrenç kişilerinden biri sayılması gereken bir adam yaşadı.Burada onun hikayesi anlatılacak!
Jean Baptiste Grenouille! Kadın teninden parfüm yapan kahraman. Kitabı, kitabın kapağını, kapaktaki kızın saçını ve filmi hiçbir zaman unutuamayacağım. Her cümlesi aklımda canlanarak okuduğum bu kitaptaki ahlaksızlık, açlık, koku hissi, dahilik ve trajedi her sayfasında gözüme bata bata bana öğretildi. Fazla söze gerek yok bence, kadınların o muhteşem tenindeki kokuyu kendinize hapsetmek isterseniz, okuyun ve izleyin. (Bkz: Bir kadının teninden koku yapmak)
5. Cehennemin en karanlık yerleri, buhran zamanlarında tarafsız kalanlara ayrılmıştır.
Yavaş yavaş sıkı bir transhümanizm savunusucu olduğumu size söylemek isterim. (Bkz: Transhümanizm nedir?) Düşüncelerimin önündeki engeli kaldıran bir kitaptır Cehennem. Gerçek yapılardan yola çıkarak hazırlanan bu hikaye; Dan Brown‘un müthiş anlatımı ile günümüzdeki bir soruna “İşte bak, çözüm bu!” dercesine hikayeleştiriyor. Sürekleyici bir hikayesi var ancak düşünceleri bulaşıcıdır. Zaten kitaptaki sorunun çözümü çok basit: Uçkuru sıkı bağla, sorunu kökten hallet!
Siyah Süt kitabını ben de çok sevmiştim. Bir iki hafta sabah programına katılmıştı Elif Şafak. Pek tanımıyordum ama programı izledikten sonra. Harika bir kadın demiştim. Orhan Pamuk’un Masumiyet Müzesini merak ediyorum açıkcası.
Bazı yönlerine hayran olduğum ama kimi yönlerini sevmediğim bir yazardır. Kitapları tat verecek cinsten ama. Masumiyet müzesi de gerçekten okumaya değer.
Bugün annem öldü ya da dün, tam hatırlamıyorum. -Albert Camus
İlginç bir giriş cümlesiydi. Bu kitaplardan bazılarını okumamıştım, merak uyandırdı. Teşekkürler.
Bir kitaptan bit parça bulundurabilmek kendimizden, ne büyük bir hediye.