“Naber” ve “Nasılsın” sorusuna nasıl cevaplar verirsiniz?
İşi gırgıra vurup esprilerle dolu bir yazı yazabilirim yada bel altına girip neşenizi yerine getirebilirim; olmadı en kötüsü yüzünüzde yaramazlık tebessümünü oluşturabilirim. Tüm bunları yaparken yazıyı yazmak için harcadığım onca zaman; boşuna gitmiş olacak ve şu güzelim varlığıma zerre katkısı olmayacak. Tıpkı “Naber? Nasılsın?” İyiyim!” soru ve cevapları gibi :)
Boş konuşan insanlar topluluğu olarak yaşantımızı sürdürürken; insanın gerçekten kendine kattığı -daha doğrusu katamadığı- bilgi ve birikimi görmemek imkansız. Hayatınızda sürekli karşılaştığınız ve anlam veremediğiniz sorular bütünü vardır. İşte onlardan bahsediyorum. Soranın neden sorduğu bilmediği, cevaplayanın ise nasıl cevaplayacağı konusunda aklının karıştığı sorular. Bu konudaki hayatımda en çok yeri işgal eden birkaç soru ve cevabı sizlerle paylaşmak istiyorum.
Naber sorusuna nasıl cevap verirsiniz?
Naber sorusuna verebileceğimiz, bilinen iki tip cevap var: “İyidir” yada “İyiyim“. Naber sorusu da neden sorulur orası bilinmez ama insanların bu soruyu sormalarına sebep olan durumlar var :)
- Sevmediğiniz bir arkadaşla karşılaşmış ve öylesine muhabbet açarsınız.
- Selam vermek yerine bu soruyu sorarsınız.
- Konuşacak bir şeyiniz kalmadığında sohbeti sürdürmek adına sorarsınız.
Kısacası istemediğiniz durumların kurtarıcısı gibi. Ayrıca; “iyiyim” ve “iyidir” gibi saçma cevaplar verilmemeli bu tür soruya. En güzeli hiç cevap vermemek :)
Nasılsın sorusunu neden sorarız?
Önemsenmek ve değer görmek; ihtiyacımız. Ancak öylesine sorulmuş bir “Nasılsın?” sorusu ile karşılaştığımızda, ruhumuz ihtiyacını karşılamak yerine daha da kırılıyor. Değersiz olduğumuzu hissediyoruz. İnsanlara mümkün olduğu kadar “Nasılsın?” sorusunu gelişi güzel sormamak lazım.
Bir sohbetin ilk dakikalarında hatta ilk sorusu olarak “Nasılsın?” diyoruz. Sadece, sohbeti başlatmanın temel soruları gibi dökülüyor ağzımızdan. İstemediğimiz halde karşımızdakinin durumunu merak ediyoruz.
Nasılsın sorusu ile karşılaştığımda “İyi değilim” diye cevap verip insanları yokladığımda yada gerçekten öyle hissettiğimde; karşımdaki insanın ışık gören tavşan gibi ne yapacağını bilememesi çok sıkıcı. Bazen ise; o cevabı anlayan nadir insanlar çıkıyor ki, elle tutulup saklanası cinsten.
Boş konuşmasak nasıl olur?
İnsan olmanın temelinde iletişim olsun da nasıl olursa olsun mantığı olduğunu düşünmüyorum. Kaliteli bir iletişim, boşa harcanmamış cümleler ve yorulmamış bir dil olması daha güzel olur. Naber yada nasılsın soruları gibi, gereksiz cümle kalabalığı ile hem zamanımızı boşa harcıyor, hem yoruluyor hem de kırılıyoruz. Gerçekten filmlerdeki gibi bir hayat yaşayamayacağız ya, ona çok üzülüyorum. Vallahi de billahi de üzülüyorum :)
Dipnot: İki insan yan yana geldiğinde saatlerce konuşmak zorunda değil. İletişim sadece sözel olarak yapılmıyor. Davranışlarla, gözlemle yada hislerle de yapılabilir. Tek düze bir iletişim türünü benimsemek, çok renksiz bir hayat ortaya çıkarıyor. Ha, bunu anlayan ve yapabilen sayısı? Ben henüz denk gelemedim.
Tam benlik bir yazı olmuş :) Ben konuya hiç naber/nasılsın demeden bodoslama girerim ve bu huyumu da çok severim. Direk gelişme bölümünde olurum giriş olmasa da sonuç her zaman olur…
Eline sağlık Mehmet harika iş (şuraya zafer ikonunu eklemek istedim ama maalesef olmadı)
İçten olduğu zaman “Nasılsın?” sorularına kesinlikle ihtiyaç olduğunu bilirim. Yine de bunu yapabilen pek yok, o yüzden sormamak en güzeli ^^
Güzel olmus ellerine saglık
İş yerinde çok yakın olmadığım bir patronuma aksi bir günümde nasılsın sorusuna , kötüyüm napcan tesellimi etcen ? demiştim. Bakışı aklıma geldikce hala gülüyorum :) samimiyet önemli tabe :)
Almanca olarak bu cümleyi nasıl söyleyebildin ona merak ediyorum :))
Sence :) Adam Türk :)
Bende diyorum, nasıl olacaktı bu iş :)
Nasılsın:)))
Şu anonimlikten çıksana ^^ O zaman bil ki daha iyi olacağım :)