Yedi güzel adam ve şiirleri
Cahit Zarifoğlu‘nun bir şiirinde “Bu insanlar dev midir/ Yatak görmemiş gövde midir” sözleri geçer ve 7 tane güzel kişiliği anlatır. Bunu çoğu kişi farkında olmadan biliyor çünkü şu Yedi Güzel Adam dizisi ortalığı kasıp kavuruyor. Şiir, giyim, aşk, devrim ve diğer birçok özlem duyulan hisleri, dile dökebilen ve gösterebilen dizi olması; onu gündemden düşürmüyor. Düşürmesin de.. Güzel adamlar hep örnek olsun isterim.
Diziyi seyretmiyorum ancak yakın bir zamanda Hami-yi Maraşi şiirinin seslenişini dinledim ve Yedi Güzel Adam şiirleri diye birçok şiir buldum. Dizinin şiir üzerinden prim yaptığını biliyordum ve benim gibi seslendirilmiş şiirlere müptela birisinin bunu görememesine çok üzüldüm. Yedi güzel adamın neden bu kadar popüler olduğuna ve insanların ne tür eksikliklerini görebildiğine birazdan değineceğim ancak dizide ki 7 adamın hangi yedi şairi betimlediğini söyleyeyim size:
Cahit Zarifoğlu
Mehmet Akif İnan
Erdem Beyazıt
Rasim Özdenören
Sezai Karakoç
Nuri Pakdil
Alaadin Özdenören
7 güzel adam bunlar işte. Bu da Hami-yi Maraşi şiiri.
Sıradan olmak güzeldir ve değildir
Bir şeyler, durduk yere popüler olmaz. Popüler olmanın birçok yolu vardır ve bunun en güzel yöntemi; hedef aldığınız kişi veya kitlenin eksiklerine doğru yönelmektir. Uzun zamandır şiir paylaşımları giderek artıyor. Gençlerin eksikliği, şiir paylaşımları ile gideriliyordu ve genellikle şiir seven ve paylaşan insanlar; üç-dört adım önden gidiyordu. Tercih edilme potansiyeli yüksekti ve bu süreç, artık sırf popüler olmak için şiir paylaşanlar ile birlikte bayağılaştı. Artık şiir paylaşmak, çok sıradan ve zaman kaybettirici. Bunu Facebook’ta şiir paylaşan arkadaşlarıma söylüyorum ancak evrim geçirmek isteyen bir insana ne diyebilirsin ki?
Bir de “mavi” rengi sevme olayı vardı, Edip Cansever’den kalma. Şiir sevenler ve deniz temasıyla birleşen bir renkti bu ama hayat görüşü olarak görülüyordu. Mavi rengi sevenler giderek arttı ve “seni seviyorum” yerine “sana seviyorum” gibi türevlerini ortaya çıkarmaya başladılar. Mavi yerine yeşil, şiir paylaşmak yerine şiir seslendirmek…
Yukarıdaki belirttiğim yeşil sevdasına ve şiir seslendirmesine dönüş yapan dizi, bu yüzden artı değer alıyor ancak iş sadece onda değil. Resim de, görüntü de. Yedi güzel adam resimlerine baktığımda hep; beyaz veya kolalı gömlek, kravat, fit vücut, şekilli saçlar ve temiz yüzler görüyorum. Bir erkeğin bile bu erkeklere halvet olmaması için neden yok :P Eşcinselliğin toplumsal kabul oranları; İspanya %88, Almanya %87, Meksika %61, Türkiye %9 iken, bu düşüncemin kabul görmemesi için sebep yok bana göre.
Johnny B. tarzı modeller ve kişilikler, çokça popüler birşey ama bunu başarabilen yok. Yedi güzel adam dizisindeki erkeklerin bunu başarabildiğini görüyorum. Hepsi bir kişilik sahibi, bakımlı ve şiir gibi yaşayanlar. Dizi de ki tüm erkeklere, dizi öncesi iyi bir bakım yapıldığını düşünüyorum. Dolgun ve parlak saçlar yaratmak için iyi bir bakım yada gülüşleri ile ön planda oldukları için Bleaching olarak bilinen ve kesinlikle herkesin yaptırması gereken diş beyazlatma işlemine tabi olduklarını yada giydikleri her gömleğin üzerine oturarak göze hitap etmesini sağlamak için spor yaptıklarını falan. Bunlar kesinlikle dize de ön plana çıkan şeyler.
Ryan Gosling, Nejat İşler, Brad Pitt yada Kıvanç Tatlıtuğ gibi erkekleri görünce, “Bu erkekse diğerleri ne?” düşüncesine sahip olan kesimin giderek yaygınlaştığını görünce; yapımcının bu tarz 7 erkek seçmesi, hiçte şaşırtıcı değil.
Mekan seçimleri bence mükemmel. Hele o yalnız ardıç seçimi çok iyi. Renkler, belirli bir dönemi seçme, devrimciler ile dincileri bir arada güzelce götürme ve diğer birçok şey, diziyi popüler yapmış.
Sözü fazla uzattım. Şimdi size, yedi güzel adamın yedi güzel şiirini sizlerle paylaşacağım:)
1. Cahit Zarifoğlu – Yedi Güzel Adam
2. Necip Fazıl Kısakürek – Bu Yağmur
3. Erdem Bayazıt – Bulmak
4. Atilla İlhan – Üçüncü Şahsın Şiiri
5. Cahit Zarifoğlu – Buz Dağının Şiiri
6. Nuri Pakdil – Anneler ve Kudüs
7. Cahit Zarifoğlu – Yanma
Siz dinleyin ve güzelleşin. Ruhunuz, diliniz ve fikriniz güzelleşsin. Duysun herkes sizi.
Kaynak: Bu yazı, Euroderm Kadıköy sitesinin düşüncelerinden alıntı yapılarak hazırlanmıştır.
insan düşünüp duruyor; sahi gerçek mi bu insanlar. senaryo mu yoksa “sadece filmlerde olur böyle şeyler” in yine en özendiren hallerinden biri mi ?
bu kadar güzel şeylerin reel olmasını talep ediyorum şayet öyleyse. (lütfen Amin)
ve en çok da Erdem Bayazıt’ın Bulmak ını sevdim.
Ben çok karamsarım bu konuda. Fİlmlerde olur diye düşünüyorum ancak gerçeğe de çevirmeyi çok isterim. Benim için en güzeli, Yağmur adlı şiirdi ve sahnesi çok güzel :)
Yağmur’u daha önce diziyi izlerken dinlediğimde çok etkilenmiştim. ama sanırım her şiir ilk seferinde apayrı bir tat bırakıyor (:
Ben de bu kadar şiirin üzerine sana “Ah Muhsin Ünlü”nün “Hadi İç de Çay Koyayım” şiirini önermek istiyorum. İçinde Zarifoğlu izleri bulacaksın :)
Ah Mushin Ünlü’nün kitabını almıştım ben ve o şiiri okumuştum. Sende çokça şiir var sanırım Çağrı, onlardan bize bazen fısıldayıversen olur mu ? :=)